“Onur Yaser Can’ın gözaltı belgelerinde sahtecilik” davasına devam edildi
4’ü polis 5 sanığın yargılandığı davanın dosyası, kısa süre sonra intihar eden Onur Yaser Can’ın gözaltı belgelerinde sahtecilik yaptıkları iddiasıyla mütalaa için savcılığa sevk edildi. 2010 yılında İstanbul Narkotik Hataları ve Çakışma Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından gözaltına alınarak serbest bırakıldı.
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can ve avukatları katıldı. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi aracılığıyla 4 sanıktan 3’ünün hazır bulunduğu duruşmada sanık avukatları da hazır bulundu.
CHP Milletvekili Mahmut Tanal, Canan Kaftancıoğlu ve Türkiye Personel Partisi Milletvekili Ahmet Şık’ın dinleyici olarak katıldığı duruşmada 5 tanığın ifadesi alındı.
Tanık Baki Burak Acıl, Onur Yaser Can’ın yaşamına son vermeden önceki süreçte gergin olduğunu belirterek takip edildiğini söyledi.
??????Diğer tanık Selda Taşkın, o sırada Can’ın kendisine uyuşturucu alırken yakalandığını ve karakolda kötü muameleye uğradığını söylediğini söyledi.
İkinci kez karakola çağrıldığında Can’ın sözünün değiştiğini belirten Taşkın, Can’ın ailesi ve yakınları adına endişelendiğini belirtti.
Duruşmada konuşan Can’ın ablası Ezgi Sevgi Can, mahkemenin sanık polisler hakkında kötü muamele, intihar, delil karartma ve resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan suç duyurusunda bulunması gerektiğini belirtti. travmatik geçmişi olmayan bir insan.” dedi.
Ezgi Sevgi Can, sanıkların tüm ailesini kaybetmelerine neden olduklarını söyledi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Muhammet Olgun’un zorla getirilmesine karar verirken, diğer suçlardan suç duyurusunda bulunulması talebini reddetti.
Heyet, mütalaasını hazırlamak üzere dosya belgelerinin Cumhuriyet savcısına gönderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
Duruşmanın ardından avukatlarla basın açıklaması yapan Ezgi Sevgi Can, mahkemenin sanıklar hakkında suç duyurusunda bulunmayı reddetmesine tepki gösterdi.
Davanın tarihi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 2010 yılında Narkotik çeteleri tarafından gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra intihar eden Can’ın gözaltı belgelerinde tahrifat yaptıkları iddiasıyla iki polis için 8 yıla kadar hapis cezası istedi. Hatalar Şube Müdürlüğü.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi, 2 polis memuruna 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi, Yargıtay 11. Ceza Dairesi yerel mahkemenin kararını bozarak belgeyi mahkemeye gönderdi.
Yeniden görülen davada mahkeme 25 Ekim 2019’da dosya hakkında karara vardı ve sanıklar Salih Bahar ile Soner Gündoğdu’yu “kamu görevlisi sıfatıyla sahte belge düzenlemek” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı.
Heyet, sanıklara “resmi belgeyi bozmak ve yok etmek” suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi. Belge hakkında bilirkişilik yapan Zafer Kökdemir hakkında işlem yapılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar verildi.
Ezgi Sevgi Can, İstanbul Valiliği’ne başvurdu ve karar iptal edildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 4’ü polis olmak üzere 5 kişinin “resmi belgeleri yok etmek, yok etmek veya gizlemek” ve “resmi belgelerde başkası tarafından sahtecilik yapmak” suçlarından 6 yıl 6 aydan 17 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasını istedi. Devlet memuru”.
Can’ın annesi Hatice Can, oğlunun ölümünden 2 yıl sonra intihar etti ve her duruşmayı takip eden baba Mevlüt Can, 2019 yılında sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybetti.